Manevi tazminat davası açarken "Ya reddedilirse de karşı tarafa avukatlık ücreti ödersem?" korkusu, 15 Aralık 2025 itibarıyla tarih oluyor. Anayasa Mahkemesi, HMK 326/2. maddesindeki mağduru cezalandıran o hükmü iptal etti. Artık istediğiniz manevi tazminatın bir kısmı reddedilse bile, yüksek karşı vekalet ücretleri ödemek zorunda kalmayacaksınız. Bu devrim niteliğindeki kararın detaylarını, devam eden dosyalara etkisini ve mağdurlar için açtığı yeni kapıları bu yazıda anlattım.

Trafik kazasında yaralandınız, doktor hatasına maruz kaldınız veya ağır bir hakarete uğradınız. Acınız büyük. Mahkemeye gidip 100.000 TL Manevi Tazminat istediniz.
Hakim dosyanızı inceledi, "Evet haklısın" dedi ama tazminat miktarını 10.000 TL olarak belirledi. Eskiden (düne kadar) ne oluyordu? Siz davayı kazanmış olmanıza rağmen; reddedilen o 90.000 TL'lik kısım üzerinden, karşı tarafın avukatına "Karşı Vekalet Ücreti" ödemek zorunda kalıyordunuz. Bazen bu ücret, kazandığınız 10.000 TL'den bile fazla tutuyor, davayı kazandığınıza pişman oluyordunuz.
İşte Anayasa Mahkemesi, 15 Aralık 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek kararıyla bu adaletsiz uygulamayı İPTAL ETTİ.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 326/2 diyordu ki: "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme yargılama giderlerini (ve avukatlık ücretini) haklılık oranına göre paylaştırır."
Bu kural, "Maddi Tazminat" (hesaplanabilir zarar) için mantıklı olabilir. Ancak "Manevi Tazminat"; kişinin duyduğu acı ve elemdir. Bunun matematiksel bir ölçüsü yoktur. Sizin 100 birim acı çektiğinizi düşündüğünüz yerde, hakim 10 birim takdir edebilir. Sırf hakimin takdiri sizin talebinizden düşük diye cezalandırılmanız, hak arama hürriyetine vurulmuş bir darbeydi.
Yüksek Mahkeme özetle şu gerekçeyle iptal kararı verdi:
"Manevi tazminatın miktarını belirlemek hakimin takdirindedir. Davacı (mağdur), davanın başında ne kadar tazminat kazanacağını tam olarak öngöremez. Öngöremediği bir miktar için yüksek talepte bulundu diye, reddedilen kısım üzerinden aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi, kişilerin mahkemeye başvurmasını engeller, adil değildir."
Bu iptal kararı, 15 Aralık 2025 (yarın) itibarıyla yürürlüğe giriyor.
Artık açacağınız veya şu an devam eden (henüz karara bağlanmamış) manevi tazminat davalarında;
Bu, özellikle Doktor Hatası (Malpraktis), İş Kazası, Trafik Kazası, Boşanma ve Hakaret davalarında mağdurların elini inanılmaz güçlendiren bir gelişmedir.
Hayır, dikkat! İptal kararı sadece "Manevi Tazminat" talepleri içindir. Maddi tazminat (destekten yoksun kalma, iş göremezlik vb.) hesaplanabilir bir zarar olduğu için, orada "Belirsiz Alacak Davası" açarak zaten bu riskten korunabiliyorsunuz. Ancak manevi tazminatta "belirsiz alacak" şansı olmadığı için bu AYM kararı, manevi tazminat davaları için hayati bir "kurtarıcı" olmuştur.
Eğer davanız şu an İstinaf'ta veya Yargıtay'daysa veya yerel mahkemede henüz karar verilmediyse; lehe olan bu iptal kararı sizin dosyanıza da uygulanmalıdır. Avukatınızın hemen mahkemeye bir beyan dilekçesi sunarak "AYM'nin iptal kararı gereği, reddedilen manevi tazminat yönünden aleyhime vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ediyorum" demesi gerekir.
Çok yüksek manevi tazminat istemeyelim, reddedilirse karşı tarafa para öderiz" sorunu ortadan kalktı. Artık Anayasa Mahkemesi'nin bu özgürlükçü yaklaşımı sayesinde, acınızın karşılığını talep ederken "acaba borçlu çıkar mıyım" korkusu yaşamanıza gerek kalmadı.
Adalet terazisi, 15 Aralık itibarıyla mağdurlar için daha dengeli tartmaya başlayacak.
Av. Sami IŞILAK Hukuk & Danışmanlık (Bu metin bilgilendirme amaçlıdır, hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Detaylı bilgi için iletişime geçebilirsiniz.)