Şirket battığında eviniz ve arabanız güvende mi? Limited şirket müdürlerinin vergi ve ticari borçlardan doğan şahsi sorumluluklarını ve 'haciz' riskini anlattım. Haklarınızı öğrenin.

Ticari hayata atılırken "Limited" veya "Anonim" şirket kurmanın en cazip yanı, adından da anlaşılacağı üzere sorumluluğun "sınırlı" olmasıdır. Kural olarak şirket borçlarından dolayı şirketin kendi mal varlığı sorumludur, ortakların değil.
Ancak uygulamada pek çok şirket sahibi ve yöneticisi, bu "sınırlı sorumluluk" zırhının her durumda kendilerini koruyacağını sanıyor. Oysa Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Kanunları'nda öyle "ince" kapılar var ki; bir sabah uyandığınızda şirketinizin borcu yüzünden şahsi banka hesaplarınıza bloke konulduğunu görebilirsiniz.
Peki, hangi durumlarda "şirket tüzel kişiliği" perdesi aralanır ve alacaklılar doğrudan sizin kapınızı çalar? Gelin, en çok karıştırılan iki kavram üzerinden gidelim.
Devlet, alacağını tahsil etmek söz konusu olduğunda acımasızdır. Eğer şirketinizin Vergi veya SGK prim borcu varsa ve bu borç şirketin kasasından tahsil edilemiyorsa; devletin radarı doğrudan Şirket Müdürüne (veya Yönetim Kurulu Üyelerine) döner.
Burada hayati derecede kritik bir ayrım söz konusudur:
• Ortaklar (Pay Sahipleri) İçin: Şirketin kamu borcu şirketin kendi mal varlığından tahsil edilemiyorsa; ortaklar, bu "tahsil edilemeyen" borçtan sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olurlar (6183 Sayılı Kanun Md. 35). Yani sorumluluk, koydukları sermaye miktarıyla değil, şirketteki pay yüzdeleriyle sınırlıdır ancak bu borç için şahsi ceplerinden ödeme yapmak zorundadırlar.
• Müdürler / Yöneticiler (Kanuni Temsilciler) İçin: Durum çok daha vahimdir. 6183 Sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesi gereği; şirket müdürleri, şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarının tamamından, müşterek ve müteselsilen, tüm şahsi mal varlıklarıyla sorumludur.
Vergi dairesi kapınızı çaldığında; "Ben sadece maaşlı müdürdüm, hiç hissem yok" veya "Benim ortaklığım sadece %5" savunması, yönetici sıfatına sahipseniz geçersizdir. Şirketi yönetme ve temsil yetkisine imza attıysanız, eviniz ve arabanız risk altındadır. Bu yüzden "Hatır için müdür olmak", ticari hayatta yapılabilecek en büyük "intihar" girişimlerinden biridir.
Konuyu Bir Örnekle Somutlaştıralım:
Tasfiye haline giren "Delta Lojistik Ltd. Şti."nin devlete 1.000.000 TL (Bir Milyon TL) ödenmemiş Vergi ve SGK borcu bulunduğunu ve bu borcun şirketin kasasından veya mal varlığından tahsil imkanının kalmadığını varsayalım.
Şirketin yapısı şu şekilde olsun:
• Ahmet Bey: Şirketin %10 ortağı ve aynı zamanda imza yetkili Şirket Müdürü.
• Ayşe Hanım: Şirketin %90 ortağı, ancak yönetimde hiçbir resmi görevi veya imza yetkisi yok (Sadece yatırımcı ortak).
Fatura Kime, Nasıl Çıkar?
1. Müdür Ahmet Bey'in Durumu: Ahmet Bey, şirketin "kanuni temsilcisi" olduğu için, borcun tamamı olan 1.000.000 TL'den şahsi mal varlığıyla (evi, arabası, banka hesapları) sorumludur. %10 hissesi olması bu gerçeği değiştirmez. Devlet, alacağın tamamını Ahmet Bey'den tahsil yoluna gidebilir.
2. Ortak Ayşe Hanım'ın Durumu: Ayşe Hanım sadece ortak olduğu için, sorumluluğu hissesi oranıyla sınırlıdır. Borcun %90'ı olan 900.000 TL'den şahsi mal varlığıyla sorumludur.
Görüldüğü üzere, küçük ortak olmasına rağmen "Müdür" sıfatını taşıyan Ahmet Bey, borcun tamamı için en büyük risk altındaki kişidir.
Peki, şirketin piyasaya (tedarikçilere, bankalara) olan borçları ne olacak?
Genel kural şudur: Şirketin piyasa borçlarından dolayı ortakların veya yöneticilerin şahsi mal varlığına gidilemez. Alacaklı, şirketin kasasındaki parayı, demirbaşı, aracı haczedebilir ama müdürün şahsi evine dokunamaz.
ANCAK! (İşte avukatın devreye girdiği yer burasıdır)
Eğer şirket yöneticisi olarak;
Alacaklılar ve şirket ortakları, TTK Madde 553 kapsamında size "Sorumluluk Davası" açabilir. Bu davada kusurlu bulunursanız, şirketin ödeyemediği borçları şahsi cebinizden ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Yöneticilerin sorumluluğu "kusur" ilkesine dayanır. Yargıtay, yöneticinin aldığı her ticari kararın sonucundan sorumlu tutulamayacağını kabul eder (Ticari Takdir İlkesi). Bir iş batabilir, bu ticaretin doğasında vardır.
Ancak Yargıtay'ın affetmediği durumlar şunlardır:
Emsal Yaklaşım: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, yöneticilerin sorumluluğu için "şirketin zarara uğraması ile yöneticinin eylemi arasında uygun illiyet bağı" arar. Eğer yönetici olarak görevinizi ihmal ettiyseniz, "Ben bilmiyordum, muhasebeci yapmış" savunması sizi kurtarmaz.
Bir şirket ortağı veya yöneticisi olarak uykularınızın kaçmaması için şu 3 kurala dikkat edin:
Şirket yönetmek sadece ciro yapmak değil, aynı zamanda hukuki riskleri yönetmektir. "Limited" ismine güvenip rehavete kapılmak, telafisi zor maddi kayıplara yol açabilir.
Şirketinizin hukuki altyapısını sağlam kurmak ve yöneticilerin sorumluluk haritasını çıkarmak için geç kalmadan profesyonel destek alın.
Av. Sami IŞILAK Hukuk & Danışmanlık (Bu metin bilgilendirme amaçlıdır, hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Detaylı bilgi için iletişime geçebilirsiniz.)